Uşak Çevre Platformu ve Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği yaptıkları ortak açıklamada Murat Dağı’na altın ve gümüş madeni açıp çalıştırmak alınan ÇED raporunun bakanlık tarafından kabul edilmesine sert tepki göstererek, “Buda Başta Eskişehir olmak üzere tüm Ege bölgesinde susuzluk kuraklık ve ölümle eşdeğer bir felaket demektir. 10 milyon insanın ölüm fermanıdır” denildi.
Ortak açıklamayı okuyan Uşak Çevre Platformu Sözcüsü Funda Öz Karaca, altın- gümüş madeninin çıkartılması için açığa çıkan ağır metallerin buradaki ekosisteme onarımı mümkün olmayan hasar vereceğini söyledi.
Anadolu Export A.Ş. adlı Şirketin Kütahya – Gediz Karaağaç Mevkiinde altın ve gümüş madeni açıp işletmek için hazırladığı ÇED dosyası 08 Mayıs 2019 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kabul edildiğini hatırlatan Karaca, “Şirket ÇED raporunda bu sahada açık ocak dinamitle patlatma ve siyanur liçi yöntemi kullanacağını açıkca belirtmiştir. İlk etapta yapacakları alan 235 hektardır ve 10 yıl içinde 1000 hektara çıkarılacağını söylemişlerdir. Söz konusu alan tamamen ormandır.
Ve değerli madenler yerin 460 metre altında başlamaktadır. Süreç içerisinde altın ve gümüşün çıkarılması için yerkürenin 1 kilometre altına inilecektir.
Bu patlatmalar MURAT DAĞI, 1. dereceden deprem bölgesi olduğu için fay hatlarını çaresiz harekete geçirecektir. Buda söz konusu nehir ve çayları besleyen suyun kaybolmasına neden olacaktır.
Buda Başta Eskişehir olmak üzere tüm Ege bölgesinde susuzluk kuraklık ve ölümle eşdeğer bir felaket demektir. 10 milyon insanın ölüm fermanıdır” dedi.
Bu zarar ekosisteme olan zarar ile kalmayıp sadece Kütahya ve Eskişehir İli değil; Ankara, Adapazarı , Bilecik , Uşak, Denizli , Aydın , Manisa , İzmir İllerinin de içme – kullanım ve tarımsal sularını da zehirleyeceğini de ifade eden Funda Öz Karaca şunları söyledi:
“Şirket diyor ki, ben burada patlatma yöntemi kullanacağım. Patlamanın da riski de şudur: Şirketin 235 hektarda başlayıp da 1000 hektara kadar götürmeyi öngördüğü bölgede altın ve gümüş, yerin 460 metre derininden başlıyor. 460 metreye kadar binlerce dinamit patlatacaklar. Ve bu saha ormanlık alan. Kaz Dağları’nda da ÇED raporunda 45 bin ağaç keseceğiz demişlerdi ve bugün 200 bin ağaç kestiler nerdeyse. Bu patlatmalarla bitki örtüsünü yok edecekler. Yağış rejiminin bir ayağını ortadan kaldıracaklar. Bu patlatmalarla yer altı su yataklarının kaybolmasına, yer değiştirmesine neden olacaklar. Nehirlerin beslendiği su kaynakları buradaki yer altı su kaynaklarıdır.
Biz su fakiriyiz. 2030’da bizim ciddi anlamda susuzluk çekeceğimiz ön görülüyor ve bunlar öngörülürken Murat Dağı ve Kaz Dağları’ndaki altın madenlerinin ve Munzur’daki altın madenlerinin yaratacağı tahribat hesaba katılmadı.
Biz Uşak Belediyesi, Gediz Belediyesi, Banaz Ziraat Odası, çevre dernekleri, Uşak Barosu gibi 60’a yakın kurum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na şirketin ÇED raporunun iptali için dava açtık. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Odunpazarı Belediyesi, Kütahya Belediyesi, Kütahya Barosu ve diğer çevre derneklerinin de müdahil olduğu bu davanın bilirkişisinin tespiti 19 Ağustos’ta maden sahasında olacak.
Bugün Murat Dağı meselesi su meselesidir. Su da hayattır. Bugün Murat Dağı’nın yarattığı değerler su değeri Ege Bölgesi’nde 10 milyondan fazla insanın hayatını etkilemektedir. Menderes’ten Gediz Ovası’na kadar Uşak Ovası’na, Banaz Ovası’na kadar bütün bu yerlerde tarım yapılıyorsa bunun nedeni Murat Dağı’ndan çıkan yer altı su kaynaklarıdır. Burada maden demek suyun yok edilmesi demek. Su da bu bereketli ovaların bereketini kaybetmesi ve yoksulluk, kuraklık, açlık demek. Biz Murat Dağı’na bakarken hayatı savunuyoruz.Tüm yöre halkını Uşak, Kütahya, Eskişehir, Manisa, Afyon halkını 19 Ağustos’taki bilirkişinin tespitine çağırıyoruz. Dağımızı ve hayatımızı hep birlikte savunalım diyoruz.
Murat Dağı Eskişehir için hayati derecede önemlidir. Çünkü Porsuk’tan kaynaklı önemlidir. Bir on yıl sonra Porsuk’un bereketini kaybetmesi, cılızlaşması, kuruması söz konusu. Buradaki madenin önlenmesi mücadeleden geçer. Toplumsal ve hukuki mücadele çok önemli.
Murat Dağından çıkan su kaynakları Porsuk, Gediz , Banaz Çayları Şehirlerin İçme suyu , kullanma ve tarımsal sulama ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Burada yapılacak çalışmalarda atık toplama havuzlarında biriktirilen siyanürlü suyun gerek buharlaşma veya gerekse yer altı sularına sızma yoluyla tüm temiz su kaynaklarını ve doğayı zehirleyecektir.
Bir takım işletmeler kar etsinler diye para hırsı ile yaşam kaynağımızı zehirleyecek her türlü girişimin Eskişehir Çevre Derneği ve Uşak Çevre Platformu olarak şiddetle karşısındayız.
Murat dağı hepimiz için yaşam kaynağıdır ve çok değerlidir. Eskişehir ve Kütahya ile zehirli suların geçeceği Ankara, Adapazarı, Bilecik , Uşak, Denizli, Aydın, Manisa ve İzmir halkını duyarlı davranmaya ve yaşam kaynaklarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.”
Basın açıklamasına katılan, Eskişehir Çevre Derneği, Uşak Çevre Platformu, ADD, ÇYDD, Tema, TMMOB, Haziran Hareketi, ODTÜ Mezunları Derneği’de halkı duyarlı olmaya davet etti.
Murat Dağı ve eşsiz bir ekosistemi
Kütahya Uşak arasında sınır oluşturan MURAT DAĞI, 2300 metre yüksekliği ve kapladığı 500 kilometrelik alan ile Ege bölgesinin iklimini ve yağış rejimini belirler. Volkanik bir dağdır. Aynı zamanda birinci derecede deprem bölgesidir.
Murat Dağı farklı yağış rejimlerine sahip olduğu için yer altı su zenginidir. Hatta Ağrı Dağından sonra Türkiye’nin en büyük su rezervine sahiptir. Anadolu coğrafyasının yer altı su kaynaklarının % 40’ını Murat Dağı barındırır. Nitekim Gediz, Porsuk ve Banaz çayları bu dağdan doğar. Menderes ve Sakarya nehirleri bu dağdaki yer altı su kaynaklarından beslenir.
Murat Dağı eski bir milli park, sayısız hayvan ve 114 tane endemik bitkiye ev sahipliği yapan eşsiz bir ekosistemdir. Bunlardan 3 tanesi sadece Murat dağında yetişmektedir.
Kaynak: Esgazete